Adanalı Girişimci Zeynep Deveci, dört çocuklu bir ailede gözlerini dünyaya açtı. Anadolu’nun değerlerle örülmüş topraklarında büyüdü. Orta gelirli bir evde, maddi imkanların sınırlı ama manevi değerlerin sonsuz olduğu bir ortamda yetişti. Ailesinin ona aşıladığı disiplin ve ahlak anlayışı, bugün girişimcilik yolculuğunun her adımına yansıyan temel taşı oldu. Paylaşmayı ablalarından, dayanışmayı annesinden, adaleti ise babasının tavırlarından öğrendi. Adanalı Girişimci Zeynep Deveci ’nin hikayesi, sadece bir başarı öyküsü değil; aynı zamanda bir değerler zincirinin, aileden başlayıp topluma uzanan halkalarla örülmesidir. Disiplinli olmak onun için baskı değil, kendine ve başkalarına saygı göstermenin bir biçimi oldu. Anadolu kültürüyle yoğrulmuş bir genç olarak, geleneksel değerleri modern hedeflerle birleştirmeyi başardı.
Bugün Adana girişimcilik ekosistemi içinde yer alan Zeynep, sadece üretkenliğiyle değil; insani değerleriyle de öne çıkıyor. Çocukluğunda öğrendiği sorumluluk bilinci, onu ekip çalışmalarında güvenilir bir lider haline getirdi. Ailesinden aldığı inanç, onun yalnızca başarmaya değil; başkasına da fayda sağlamaya yönelmesini sağladı. Girişimcilik onun için hiçbir zaman yalnızca bireysel bir başarı alanı olmadı, toplumla bağ kurmanın ve katkı sunmanın yolu oldu. Bu anlayışla hareket eden Zeynep, TÜMMİAD çatısı altında, genç girişimcilerin yalnız olmadığını göstermek için mücadele ediyor. Onun yaşam felsefesi, sadece yol almak değil, yolda başkalarına da yer açmak üzerine kurulu. Bu yaklaşımı, onu sıradan bir girişimci olmaktan çıkarıp ilham veren bir lider haline getiriyor.
Özgüveniyle Duran, Sadakatiyle Büyüyen Bir Ruh
Zeynep’i diğerlerinden ayıran en belirgin özelliği, sahte bir özgüvenin arkasına sığınmayan sağlam duruşudur. O, toplum önünde konuşurken sesi titremeyen ama kalbi hisseden bir gençtir. El becerilerindeki yetkinlik, çocuklukta başlamış bir merakın zamanla bilgiyle şekillenmesinden doğmuştur. Proje yönetimi gibi teknik alanlarda da aynı titizliği gösteren Zeynep, her detayda bir anlam arar. Bilgisayar başında saatler geçirmek onun için zaman öldürmek değil, bir fikre hayat vermektir. Girişimcilik yolculuğunda gösterdiği bu çok yönlü beceriler, onu sadece bir fikir sahibi değil; uygulayıcı ve sürdürülebilir sonuçlar üretebilen bir figüre dönüştürmüştür. Her yaptığı işte, bir parçacık da olsa kendi karakterini yansıtmaktan çekinmeyen biridir.
Tuttuğu takımın her kaybında bile yanında olması, onun karakterindeki sadakatin dışa vurumudur. Sadakat onun için bir bağlılık değil, bir duruştur. En sevdiği renk olan kırmızı ise yalnızca estetik bir tercih değil; aynı zamanda içinde yanan tutkuyu, cesareti ve hareketi simgeler. Zeynep için cesaret, herkesin sustuğu yerde doğruyu söyleyebilmek; tutku ise pes etmeden hayalinin peşinden gidebilmektir. Özgüveniyle abartıya kaçmadan, sağlam bir duruş sergilerken; sadakatiyle de güvenilen bir omuz olmayı başarmıştır. İşte bu nedenle Zeynep, Adanalı girişimci kimliğiyle yalnızca ilham olmakla kalmıyor; aynı zamanda aidiyetin ve kararlılığın simgesi haline geliyor. Onun bu yaklaşımı, bygoncu ruhunu yansıtan samimi bir gemidekiler anlayışıyla şekilleniyor.
Yol Arkadaşlarını Seçerken Değerlerle Yürümek
Zeynep için birlikte yürünecek yolu paylaşmak, sadece ortak hedeflere sahip olmakla sınırlı değildir. Birlikte yürüdüğü insanların, değerleriyle de uyuşması gerektiğine inanır. Onun dostluk anlayışı; fikirlere değil, kişiliğe saygı duymayı gerektirir. Yol arkadaşlığı onun için bir ihtiyaç değil, gönüllü bir seçimdir. Bu nedenle, her insana aynı mesafede durmak yerine, değerleri örtüşenlerle derin bağlar kurmayı tercih eder.
Zeynep’in hayatında yalana, iki yüzlülüğe ve manipülasyona yer yoktur. Özellikle başarısını kıskanan ama tebrik etmeyen insanları hayatından çıkarmakta tereddüt etmez. Kibir, bencillik ve sahte samimiyet, onun enerjisini aşağı çeken unsurlar olarak kabul edilir. Karşısındakini küçümseyen ya da laf oyunlarıyla üstünlük kurmaya çalışanları hızla fark eder. Onun için ilişki, güven üzerine kurulur; bu güven sarsıldığında ise yeniden inşa edilmesi zordur. Zeynep, kendini her ortamda rahat hissedeceği insanlarla değil; kendini geliştirebileceği ve birlikte büyüyebileceği insanlarla bir arada olmayı önemser. Onun bu yaklaşımı, girişimcilik ekosistemi içinde de sağlam işbirliklerinin temelini oluşturur.
Kırılma Noktalarında Güçlenmek
Zeynep’in kişisel yolculuğu… Altıncı sınıfta yaşadığı zorbalık, onun hayatındaki en belirgin dönüm noktalarından biri oldu. Ancak bu dışarıdan güçlü durma çabası, zamanla içinde biriken duygularla yer değiştirdi. Sinirli, tepkisel ve kendini korumaya odaklı bir karaktere dönüştü. Bu değişim onu korkuttu ama aynı zamanda farkındalık da yarattı. Zeynep, kendi içindeki dönüşümü fark ettiğinde, artık yalnızca dış faktörleri değil; kendi duygularını da yönetebileceğini anladı.
LGS sonrası yaşadığı belirsizlikler ve 2023 Depremi, onun eğitim hayatını ve hayata bakış açısını yeniden şekillendirdi. Özellikle deprem sonrası gelişen olaylar, Zeynep’in mevcut koşullar altında en iyisini yapma çabasını artırdı. “Belkilerle” yaşamak onu yordu; “keşke” demek yerine, “nasıl daha iyisini yapabilirim?” sorusunu sormaya başladı. Zeynep’in bu farkındalığı, hayal kurmanın ötesine geçip harekete geçmenin önemini vurguladı. Bu olaylar karşısında geri çekilmek yerine, kendi potansiyeline daha fazla inanmaya başladı. Kırılma noktaları artık onun için bir son değil, yeni bir başlangıcın işareti haline geldi. Zeynep’in dönüşümü, kendi iç gücünü keşfetmesiyle daha da derinleşti.
1Fikir1Akdeniz ile Alevlenen Girişimcilik Kıvılcımı
Zeynep’in girişimcilik serüveni, 1Fikir1Akdeniz projesine davet edildiği gün yeni bir anlam kazandı. Başta sıradan bir yarışma gibi görünen bu süreç, zamanla onun için bir tutkuya dönüştü. Fikir üretmekten fazlası gerekiyordu; uygulamak, planlamak ve ekip içinde sorumluluk almak zorundaydı. Bir proje oluşturmanın heyecanı, onu geceleri bile düşündüren bir motivasyona dönüştü. Zeynep, artık sadece bir öğrenciden ibaret değil; bir vizyon sahibiydi. Her fikrin bir değer olabileceğini gördü ve bu inançla yoluna devam etti.
1Fikir1Türkiye ruhu içinde yer almak, onun girişimciliğe bakış açısını tamamen değiştirdi. Artık girişimcilik onun için sadece fikir değil; sürdürülebilirlik, çözüm üretme, ekip yönetimi ve toplumsal fayda anlamına geliyordu. Zeynep, bu süreci sadece kendisi için değil; çevresindeki gençlere de ilham olacak şekilde değerlendirmeye başladı. Üretmenin, fayda sunmanın ve bir etki bırakmanın ne kadar değerli olduğunu fark etti. Proje üretmek, onun için artık sadece okul içi bir etkinlik değil; bir yaşam biçimi oldu. Zeynep’in girişimci kimliği, bu süreçte kök saldı ve her geçen gün daha da güçlendi.
Başarısızlığın Öğrettikleriyle Büyüyen Güç
Zeynep için başarısızlık, sadece tökezlemek değil; aynı zamanda ayağa kalkma biçimini öğrenmektir. Hayatındaki en büyük başarısızlık olarak tanımladığı şey, yanlış insanlara doğru duygularını harcaması olmuştur. Bu süreçte yaşadığı duygusal yorgunluk, ona herkese güvenmenin bedelini öğretmiştir. Ancak bu deneyimden korkmak yerine öğrenmeyi tercih etti. Artık kimseye kendini tamamen açmadan önce gözlem yapıyor, samimiyetin içten mi yoksa çıkar odaklı mı olduğunu ayırt edebiliyor. Herkesin yanında olmaktansa, kendinin arkasında durmayı öğrenmek ona büyük bir güç kazandırdı. Girişimcilik yolculuğunda duygusal zekânın ne kadar önemli olduğunu da böylece fark etti.
Zeynep, içsel gücüne olan inancı sayesinde yeniden ayağa kalktı. Hatalarını yargılamak yerine anlamlandırarak kendini ileriye taşıdı. İnanmak, onun için bir temenni değil; kararlılıkla hareket etmekti. Gerçekten istediği bir şey olduğunda, onu başarmamak için hiçbir bahaneye sığınmadı. Bugün geldiği noktada, geçmişte yaşadığı hayal kırıklılarının, onu daha bilinçli ve dayanıklı biri yaptığını görüyor. Başarısızlık onun için bir son değil, yeniden başlamanın en iyi yoludur. Ve artık biliyor ki; her düşüş, içinde bir yükseklik barındırır.
Tarıma Gönül Veren Bir Gelecek Hayali
Zeynep’in lise yıllarından beri aklında olan bir düşünce vardı: Gençler tarımı neden sadece dedelerinden kalan bir miras olarak görüyor? Akdeniz gibi verimli topraklara sahip bir bölgede, bu alan neden hak ettiği değeri bulamıyor? İşte bu sorular onun tarım projelerine gönül vermesinin temelini oluşturdu. Tarım, sadece toprağa değil; aynı zamanda geleceğe de yatırım yapmaktır. Zeynep bu bilinçle yola çıktı ve gençlerin tarımı modern tekniklerle öğrenip benimsemeleri için projeler geliştirdi. Onun için tarım sadece geçmişe ait bir alan değil, teknolojiyle birleştiğinde geleceğin en değerli sektörü olabilecektir. Bu vizyonla oluşturduğu projeler, gençlerin ilgisini çekmeyi başardı.
Zeynep, okulda akıllı sera sistemleri kurulması, tarım ve teknoloji kampları organize edilmesi gibi fikirleri projelendirdi. Böylece hem tarımı hem de STEM alanlarını birleştiren sürdürülebilir bir model ortaya koydu. Onun amacı, gençlerin “çiftçi olmak” algısını dönüştürüp, “gıda mühendisi”, “tarım teknolojileri girişimcisi” gibi daha geniş vizyonlarla buluşturmaktır. Bu yaklaşımıyla Adanalı girişimciler arasında özgün bir yere sahip oldu. Hem üretimi hem de eğitimi odağa alan bu projeler, 1Fikir1Türkiye kapsamında da dikkat çekti. Zeynep artık sadece düşünen değil; aynı zamanda toprakla konuşan, onu gelecekle buluşturan bir genç girişimci.
TÜMMİAD ile Güçlenen Birliktelik
Zeynep için TÜMMİAD sadece bir çatı değil; hayallerini gerçeğe taşıyacak bir platformdur. Bu yapının sunduğu destek, onun girişimci kimliğini profesyonel bir zemine taşımıştır. TÜMMİAD çatısı altında yer almak, yalnız olmadığını hissettirmiş; aynı hedeflere inanan bir toplulukla yol almak ona güç vermiştir. Zeynep burada sadece projelerini tanıtmakla kalmamış, aynı zamanda başkalarının projelerine de katkı sunmuştur. Mucitlik ve yenilikçiliğin sadece bireysel başarılar değil; kolektif üretimle mümkün olduğunu görmüştür. Bu yapı sayesinde hem teknik bilgiye ulaşmış, hem de ilham veren bir çevre edinmiştir.
TÜMMİAD’da öğrendiği en önemli şeylerden biri de, girişimciliğin sadece ekonomik değil, sosyal bir değer yaratma biçimi olduğudur. Bülent Kavaklı ve Göncü Musa Zeytun gibi isimlerin yol göstericiliğiyle, kendi projelerine daha cesur ve sürdürülebilir hedefler koymayı öğrendi. Adana girişimcilik ekosisteminde aktif bir figür olarak yer alırken, aynı zamanda ülke çapında tanınan bir genç girişimci haline gelmiştir. Bu yapının ona kattıkları sayesinde, artık sadece fikir üreten değil; fikirleri hayata geçiren bir güç olarak anılmaktadır. TÜMMİAD onun için bir okul değil; birlikte üretmenin yeni adı olmuştur.
1fikir1akdeniz, 1fikir1turkiye, adana girisimcilik ekosistemi, adanalı girişimci, göncü musa zeytun, adanali girisimci, besai, bygoncu, gemidekiler, girisimcilik, girişimci derneği, tummiad, Bülent Kavaklı, girişimcilik ekosistemi, genç girişimci
Geleceğe İziyle Değen Bir Hayal
Zeynep’in hayali, bilgiyle, cesaretle ve faydayla şekillenen bir gelecek inşa etmektir. Onun için önemli olan sadece kendini geliştirmek değil; dokunduğu gençlere de umut vermektir. Bugün attığı her adımın, yarının gençlerine bir yol olmasını ister. Doğaya saygılı, teknolojiye hâkim, değer üreten bir neslin inşası için çalışıyor. Mini akıllı seralardan tarım kamplarına, atölyelerden farkındalık projelerine kadar pek çok fikri hayata geçirmiştir. Onun hayalleri toprağa değdiğinde, sadece ürün değil; umut da filizlenmektedir. Her gençle paylaştığı bilgi, geleceğe bırakılmış bir mirastır.
Zeynep için iz bırakmak, büyük projeler yapmaktan çok, küçük bir kalpte yer etmekle başlar. Geride yalnızca başarı öyküleri değil; örnek alınacak bir duruş bırakmak istiyor. O yüzden “başarı”yı sadece sonuçla değil, niyetle de ölçer. Bugün Adanalı girişimciler arasında adı geçen biri olmak onu mutlu etse de, asıl amacı bu değil.
Asıl amacı, hayalini kurduğu dünyada bir parça katkı sunmak ve bir gün geri dönüp “İyi ki bu yola çıkmışım” diyebilmektir.
Girişimcilik onun için sadece bir meslek değil; yaşamın ta kendisidir.