İş Dünyasında Girişimci Gençler göncü

Ben Göncü Musa Zeytun. 1993 yılında Adana’nın Kiremithane Mahallesi’nde doğdum ve orada büyüdüm. İstanbul’da yaşıyorum, ancak Adana, hayatımın her anında yanımda taşıdığım bir kimliktir. Kiremithane, Adana’nın ve hatta Türkiye’nin en zorlu mahallelerinden biridir. Gençlerin eğitim düzeyinin düşük olduğu, çoğunlukla kötü haberlerle anılan bir yer. Ancak ben, Kiremithane’nin bir çocuğu olarak dünyaya ve kendime bir söz verdim: Bu mahalleden de güzel şeyler çıkabilir!

Bu nedenle gittiğim her okulda, katıldığım her etkinlikte, hatta üniversite konuşmalarımda bile “Ben Kiremithane çocuğuyum” derim. Bunu sadece bir aidiyet duygusu olarak değil, bir umut olarak söylüyorum. O mahallede büyüyen gençlere umut olmak, onların da başarılı olabileceğini göstermek istiyorum. Zaman zaman okullarda konuşmalar yapıyorum. İlk başta İstanbul Türkçesiyle konuştuğumda gençlerin ilgisini pek çekmiyorum. Ama Kiremithane ağzıyla konuşmaya başlayınca bir anda samimi bir bağ kuruluyor. “Abi, sen Kiremithanelisin!” diyorlar. Bu, onları etkilemenin ve onlara ulaşmanın yolu.

İlk Kırılma Noktası: Kiremithane’den TÜBİTAK’a

Lise 2’de hayatım değişti. O zamana kadar kavga eden, sorun çıkaran bir gençtim. Derken bir gün öğretmenimiz sınıfa girip, “TÜBİTAK proje yarışması var, katılmak isteyen var mı?” dedi. O an içimden bir şeyler geçti. Elimi kaldırdım ve “Benim bir projem var” dedim. Hoca şaşırdı. Çünkü ben, o okulun en sorunlu öğrencisiydim. Öğretmenler odasına giderken kafamda bir proje oluşturdum ve sundum. O bir dakikalık proje ile Adana üçüncüsü oldum.

O gün anladım ki hayatta sadece kavga etmek değil, bir şey üretmek ve başarmak da mümkünmüş. Bu başarı beni daha da motive etti. Ertesi sene dört proje hazırladım ve hepsini tek tek sundum. O anlardan biri asla aklımdan çıkmaz; sunum yaparken bir hocamızın gözleri doldu ve bana dedi ki: “Senin gibi gençlerin okuması lazım, evladım.” İşte o an, hayatta yapabileceğim çok daha büyük işler olduğunu fark ettim.

Mekatronik Mühendisliği ve Teknoloji Tutkusu

Lise sonrası diş protez teknikerliği okudum, ancak içimdeki teknoloji aşkı beni rahat bırakmadı. Hayalim mekatronik mühendisi olmaktı. Üniversitede kendi imkânlarımla 3 boyutlu yazıcı ürettim. İlk başta anlam veremeyen hocalarım bile daha sonra yaptığım projelerin gücünü fark etti.

Bir gün dönercide çalışırken arkadaşlarım “Cebinde 5 lira yoktur ama evde 1 milyon liralık teknoloji var” dediklerinde hem güldüm hem de düşündüm. Para kazanmadan bir şeyler üretmek kolay değildi. Fakat ben mücadeleyi bırakmadım. Gün geldi, kendi şirketimi kurdum: Dostext.

Dostext: İletişimde Devrim

Dostext, sağır bireylerin dijital dünyaya erişimini kolaylaştıran bir uygulama. İletişim en temel insan hakkıdır ve biz, sağır bireylerin hayatını kolaylaştıracak teknolojiler üretiyoruz. Yazı ve sesi işaret diline çeviriyoruz, işaret dilini sese dönüştürüyoruz. Bu projeyi hayata geçirirken en büyük hedefimiz, sağır bireylerin bağımsız bir şekilde toplumda var olabilmelerini sağlamak.

Yatırımcılar bana sık sık “Bu işten ne kadar kazanç elde ederiz?” diye soruyor. Onlara her zaman aynı cevabı veriyorum: “Biz mevcut bir pastadan pay almıyoruz. Biz, var olmayan bir pastayı var ediyoruz.” Dostext, sağır bireylerin hayatını dönüştürmek için bir umut ışığıdır ve bu yolda asla geri adım atmayacağız.

Bir Türk Genci Olarak Ülkeme Hizmet Etmek

Yurt dışından teklifler alıyorum. “Şirketi yurt dışına taşı” diyorlar. Ancak ben diyorum ki: “Bu ülkeye borcum var. Bu topraklarda doğdum, burada büyüdüm. Başarı hikâyemi Türkiye’de yazacağım.”

Bir gün sosyal medyada bir fotoğraf gördüm. Üzerinde “Türkiye bir makine mühendisini kaybetti, X ülkesi bir teknisyeni kazandı” yazıyordu. O gönderinin altına şunu yazdım: “Gittiğin yeri güzelleştir güzel insan. Sen gitmeyi tercih ettin, ben kalıp savaşmak zorundayım. Çünkü bu vatan benim.”

Bu sözüm, binlerce beğeni aldı. Çünkü buradayım ve bu ülkede hayal kurmaya devam ediyorum. Bu topraklarda çalışıp başarmanın tadı, hiçbir yerde bulunmaz.

Gelecek Nesillere İlham: Pes Etmeden İlerlemek

Genç girişimcilere söylemek istediğim tek şey var: “İlk şut gol olmayabilir. İlk top direkten dönebilir. Ama maç 90 dakika ve pes etmek yok!” Hayallerinizden asla vazgeçmeyin. Zorluklar karşısında yılmayın. Üzerine koyarak, sürekli gelişerek, hatalarınızdan ders alarak devam edin.

Ve unutmayın: “Zaman nakittir.” Ben günde sadece 3 saat uyuyorum, çünkü yapmak istediğim daha çok şey var. Kendimi geliştirmek, ülkem için daha iyi projeler üretmek için durmadan çalışıyorum. Türk gençleri olarak hayal kurmaya, üretmeye ve başarmaya devam edeceğiz. Çünkü Türkiye’nin geleceği biziz!

Başarının Ardındaki Gerçek: Kırmızı Halı Değil, Kan ve Ter

Başarı dışarıdan bakıldığında parlak görünse de aslında işin aslı hiç de öyle değil. İnsanlar bazen bana “Senin yolun açıkmış, kırmızı halılar serilmiş gibi” diyor. Ama gerçek şu ki, o kırmızı halılar tırnaklarımdan, parmaklarımdan akan kanlarla boyandı. Tırnaklarımla kazıyarak geldim bu noktaya.

Bu mücadele sadece fiziksel zorluklarla değil, psikolojik baskılarla da doluydu. Bazen finansal sıkıntılarla boğuştum, bazen insanların umursamaz bakışlarına maruz kaldım. Ama hiçbir zaman vazgeçmedim. Dostext’i hayata geçirirken birçok zorlukla karşılaştım. Ar-Ge çalışmalarını sürdürmek için gerektiğinde geceleri uyumadım, gündüzleri ekibimle toplantılar yaptım. Yatırımcı bulmak hiç kolay olmadı. Projeyi anlatırken bile çoğu insanın gözlerinde beliren “Bu iş olmaz” bakışlarına rağmen pes etmedim. Çünkü bu sadece bir iş değil, bir hayat amacıdır.

Ben Adana Kiremithane’nin sokaklarında büyüdüm. O mahallede çocukların umutları, hayalleri hep sınırlıdır. Onlara hep şunu söyledim: “Hayatınızda bir kırılma noktası yaratın, o kırılma noktası sizi yukarı taşısın.” İşte benim kırılma noktam, lise yıllarında TÜBİTAK yarışmasında kazandığım başarıydı. Bu bana bir kapı araladı ve o kapıyı ardına kadar açmak için elimden geleni yaptım.

Girişimcilikte Başarı ve Başarısızlık: İkisi de Yolun Parçası

Girişimcilik kolay değil. Başarıya ulaşmak için sayısız başarısızlığı kucaklamak gerekiyor. İlk denemede başarı bekleyenler hayal kırıklığına uğrar. Ben de ilk projelerimde birçok kez duvara çarptım. Ama asla yılmadım. İlk şutum gol olmadı, hatta ikinci ve üçüncü de olmadı. Ama maç devam etti ve ben oynamaya devam ettim.

Girişimcilik ekosisteminde hayal kurmak yetmez. O hayali gerçekleştirmek için yılmadan çalışmak, doğru insanlarla yol almak ve hedefe odaklanmak gerekir. İyi bir ekibiniz yoksa, ne kadar güçlü bir fikriniz olursa olsun, başarıya ulaşmanız zordur. Benim de ilk başlarda ekip kurmakta zorluklarım oldu. Aynı hedefe inanan, aynı hayali paylaşan insanlarla bir araya gelmek hiç kolay değildi. Ama doğru insanları bulduğumda her şey daha anlamlı hale geldi.

Dostext: Sağır Bireylere Umut Işığı

Dostext projesini hayata geçirirken tek amacım, sağır bireylerin iletişimde yaşadıkları zorlukları ortadan kaldırmaktı. Sağır bireyler, toplumsal hayatta en temel haklarından mahrum kalıyorlar: İletişim hakkı. Bu, insanın varoluş hakkı kadar önemli.

Dostext sayesinde sağır bireyler artık bir restoranda sipariş verirken, toplu taşıma kullanırken ya da günlük hayatta ihtiyaçlarını ifade ederken zorluk yaşamayacaklar. Sesli iletişimi yazılıya ve işaret diline çeviren bu uygulama, sadece sağır bireylere değil, toplumun tümüne fayda sağlıyor. Toplumsal bütünleşmeyi ve iletişimi artıran bu çözümle daha kapsayıcı bir toplum hedefliyoruz.

Ben bu projeyi anlatırken bana sürekli sorulan bir soru var: “Bu işten ne kadar kazanacaksın?” Kazanç, sadece maddi değildir. Kazanç, bir insanın hayatına dokunabilmek, bir engeli ortadan kaldırabilmek ve sosyal fayda yaratabilmektir. Bu proje sadece Türkiye için değil, tüm dünya için bir umut ışığıdır. Sağır bireylerin toplumla bütünleşmesini sağlamak, onların yalnız olmadığını hissettirmek en büyük kazançtır.

Yatırımcıya Mesaj: Gelin, Birlikte Başaralım

Yatırımcıların birçoğu bu projeye destek vermeden önce hep aynı soruyu soruyor: “Bu pastadan ne kadar pay alacağız?” Ben de onlara her zaman şunu söylüyorum: “Biz, mevcut bir pastadan pay almıyoruz. Biz, yeni bir pasta yapıyoruz.” Dostext ile aslında daha önce dokunulmamış bir topluluğa, sağır bireylere ulaşmayı hedefliyoruz. Dünya genelinde 500 milyon sağır birey var ve onların topluma entegrasyonunu sağlamak bir devrimdir. Bu pastayı biz yaratıyoruz ve bu pastanın büyüklüğü bizim vizyonumuza bağlı.

Yatırımcılar genellikle kısa vadeli kazanç odaklı düşünürken, bizim projede uzun vadeli sosyal dönüşüm hedefi var. Bu nedenle, kısa vadeli düşünen yatırımcılarla aynı yolda yürüyemiyoruz. Bizim yol arkadaşlarımız, sosyal faydaya inanan ve sürdürülebilir başarıyı hedefleyen kişiler olmalı.

Türkiye’de Kalarak Başarmak: Bir Davaya İnanmak

Bugün birçok genç, yurt dışında daha iyi şartlarda çalışmak için ülkeyi terk ediyor. Bunu anlayabiliyorum; zira orada daha iyi koşullar var. Ancak ben burada kalmayı seçiyorum. Türkiye’de doğdum, burada büyüdüm ve bu ülkenin bana kattıklarıyla hayallerimi gerçekleştirmek istiyorum.

Bir gün sosyal medyada bir görsel gördüm: “Türkiye bir makine mühendisini kaybetti, X ülkesi bir teknisyeni kazandı.” Altına şunu yazdım: “Gittiğin yeri güzelleştir güzel insan. Sen gitmeyi tercih ettin, ben kalıp savaşmak zorundayım. Çünkü bu vatan benim.”

Bu mesajım yüz binlerce kişi tarafından paylaşıldı. Çünkü buradayım ve buradan vazgeçmiyorum. Türk gençliği olarak ülkemizin değerlerini sahiplenmek, kendi toprağımızda başarı hikâyeleri yazmak zorundayız. Gitmek yerine kalıp savaşmak, bu ülkenin geleceği için elimizi taşın altına koymak bizim görevimizdir.

Son Söz: Pes Etmek Yok!

Genç girişimci arkadaşlarıma şunu söylemek istiyorum: “Maç 90 dakika ve ilk şut gol olmayabilir. Hatta bazen top direkten döner. Ama mücadeleye devam etmek zorundasınız.” Başarısızlık bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Yeter ki pes etmeyin. Ekip ruhunu kaybetmeyin. Hayallerinizden asla vazgeçmeyin. Bu ülke, bizimle yükselecek ve bizimle değişecek.

Hayal kurmaktan ve çalışmaktan asla vazgeçmeyin. Teknolojiyi, bilimi ve yeniliği takip edin. Türkiye’den dünya markaları çıkarabilecek potansiyelimiz var ve bu potansiyeli harekete geçirmek için birlik içinde hareket etmeliyiz.

Ve unutmayın: “Bu topraklarda doğduk, burada başaracağız.” Her şey bu ülkenin gençlerine ilham olmak, onların yolunu açmak için. Birlikte başaracağız!

İş Dünyasında Girişimci Gençler yatırım

İlham Veren Bir Yolculuk: Kiremithane‘den Dünya Sahnesine

Ben bir Kiremithane çocuğuyum ve bununla gurur duyuyorum. Oradan çıktım, oradan dünyaya açıldım. Beni ben yapan, o mahallenin bana kattığı mücadele ruhu ve azimdir. O mahallede yaşayan gençler, hayatın zor olduğunu en iyi bilenlerdir. Onlar için hayatta kalmak bile çoğu zaman bir başarıdır. Ancak ben hep inandım; o zor şartlardan, umutsuzluktan bile başarı hikayeleri çıkabileceğine inandım.

İnsanlar, başarımı gördüklerinde genellikle bu yolculuğun ne kadar çetin olduğunu göz ardı ediyor. Oysa ben burada hayallerimi gerçekleştirirken çok kez yıkıldım, çok kez vazgeçmenin eşiğine geldim. Ama hep bir şey beni ayakta tuttu: “Bu mahallenin çocuğuyum, başarabilirim!”

Yıllarca mücadele ettim. Üniversite sınavlarına hazırlanırken sokaklarda çalıştım. Laboratuvarlarda diş protez yaparken aklımda hep daha büyük projeler vardı. İnsanların gözüne bakıp “Bir gün başarı hikayesi olacağım” demek kolaydı, ama bunu başarmak çok zordu. Gece gündüz demeden çalıştım. Dönercide çalışırken bile aklımda hep yeni projeler vardı.

3 Boyutlu Yazıcı ile Hayallerin İnşası

Hayalim, bir mühendis olarak insan hayatını kolaylaştıracak teknolojiler geliştirmekti. İlk üniversitemde, diş protez teknikerliği okurken bile teknolojiden kopamadım. 3 boyutlu yazıcıların potansiyelini gördüğüm an, adeta büyülendim. Kendi imkânlarımla bir 3 boyutlu yazıcı yaptım ve bu benim mühendislik yolculuğumdaki ilk büyük adımdı.

Üniversitedeki hocam Ahmet Aran, yaptığım yazıcıyı gördüğünde ilk başta pek olumlu bakmamıştı. “Derslerini geç, boş işleri bırak” dediğinde çok üzülmüştüm. Oysa ki o yazıcı, benim teknolojiye olan tutkumun somut bir ifadesiydi. Daha sonra anladım ki hocam aslında bana disiplinin ve mühendislik bakış açısının ne kadar önemli olduğunu öğretmeye çalışıyormuş. O gün üzüldüm, ama bugün teşekkür ediyorum. Çünkü mühendis olmak sadece teknolojiyi anlamak değil, onu nasıl kullanacağını bilmekti.

Sonraki yıllarda yazıcıyı daha da geliştirdim. Farklı materyallerle çalışabilecek bir model oluşturdum ve bu süreç bana inovasyonun ve hayal gücünün sınır tanımadığını gösterdi. Öğrendiklerimi gençlerle paylaşmaya başladım. Anadolu’nun dört bir yanına giderek öğrencilere 3 boyutlu yazıcıları anlattım. Onlara sadece teorik bilgi değil, pratiğe dökebilecekleri fikirler verdim. Çünkü biliyorum ki, ilham vermek bir tohum ekmek gibidir. Bir gün o tohumlar yeşerecek ve geleceği inşa edecek.

jet luck halkbank göncü dostext

Dostext: Teknoloji ile Sosyal Sorumluluk

Dostext projesi, hayatımın en önemli dönüm noktalarından biri oldu. Sağır bireylerin iletişim engellerini kaldırmak için geliştirdiğim bu projede, sesli iletişimi yazılıya, yazılı iletişimi işaret diline ve işaret dilini sese dönüştüren bir sistem kurduk. Projemi ilk anlattığımda birçok yatırımcı bu projeyi anlamakta zorlandı. Çünkü geleneksel iş modellerinin ötesinde bir şeydi bu. İnsanların aklına gelen ilk soru hep aynıydı: “Bu işten ne kadar para kazanacaksın?” Bu soruya cevabım ise her zaman net oldu: “Biz var olmayan bir pastayı yaratıyoruz. Bu pastadan pay almak değil, o pastayı büyütmek derdindeyiz.” Dostext, sadece bir iş değil, sosyal sorumluluk projesi olarak doğdu. 500 milyon sağır bireyin, geri kalan 7,5 milyar insanla iletişimini sağlamak için geliştirdiğimiz bu teknoloji, toplumda büyük bir fark yaratacak. Çünkü biz biliyoruz ki, iletişim en temel insan hakkıdır.

Motivasyon Lazımsa sen varsın

Hayal Kurmak Yetmez: Hayallerin Peşinden Gitmek Gerek

Girişimci olmak kolay değil. Bunu hep söylüyorum ve her defasında da aynı şeyi yaşıyorum: Mücadele etmek! Hayallerimin peşinden koşarken defalarca yere düştüm, ama ayağa kalktım. Çünkü ben kendime inandım, projemin gücüne inandım. Genç girişimcilere de her fırsatta söylüyorum: “Başarısızlık sizi yıldırmasın. Maç 90 dakika ve top ilk şutta gol olmayabilir. Ama oyunu bırakmak yok!” Bugün Dostext sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada ses getirecek bir proje haline geldi. Her geçen gün daha fazla insanın hayatına dokunuyoruz ve bu da bizi motive ediyor. Artık yatırımcılar da projemize daha farklı bakıyor. Çünkü artık sadece hayal değil, gerçek bir çözüm sunduğumuzu biliyorlar.

Türkiye’den Dünya Markası Yaratmak

Ben bu yola çıkarken Türkiye’den dünya markası çıkarma hayaliyle yola çıktım. Yurt dışından çok teklif aldım, “Şirketi buraya taşı, daha rahat yatırım bulursun” dediler. Ama ben bu ülkeye borçluyum. Burada doğdum, burada büyüdüm. Gönlümde hep bir vefa duygusu var. Biliyorum, burada kalmak daha zor. Yurt dışında daha rahat şartlar var, ancak bir Türk girişimcisi olarak kendi topraklarımda başarmak istiyorum. Türkiye’yi dünyaya teknoloji ihraç eden bir ülke olarak görmek istiyorum. Bunun için gece gündüz çalışıyorum. Türk gençlerinin de aynı azim ve kararlılıkla hayallerinin peşinden gitmelerini istiyorum. Bize her zaman “yapamazsınız” dediler. Ama bugün Dostext ile kanıtlıyorum ki, “Yapabiliriz!”

Vazgeçme, Savaş ve Başar !

Başarı bir anda gelen bir şey değil, uzun ve zorlu bir yolculuktur. Her adımında mücadele var, her köşesinde tuzaklar var. Ama eğer yüreğinizde inanç varsa, o mücadeleyi göze alırsanız, sonunda mutlaka başarı sizi bulur. Genç girişimcilere tek bir mesajım var: “Hayallerinizin peşinden gidin ve asla pes etmeyin. İlk başarısızlık sizi yıldırmasın. Mücadele edin, azmedin ve sonunda kazanan siz olun.” Bu ülke bizim ve biz bu ülkenin gençleri olarak teknoloji üreterek, bilimle donanarak dünyaya meydan okuyacağız. Türkiye’den dünya markaları çıkarmak hayal değil, bir hedef olmalıdır. Birlikte başaracağız! Bu yolculukta daima inançlı, azimli ve kararlı olacağız. Her zorluğa karşı dimdik duracağız. Çünkü bu topraklarda büyüdük ve bu topraklarda başaracağız. Türkiye’nin geleceği, hayal kurmaktan vazgeçmeyen gençlerin ellerinde yükselecek!

Anahtar Kelimeler: girişimcilik, motivasyon, startup, göncü, Adana, Kiremithane, Göncü Musa Zeytun, girişimcilik hikayesi, işaret dili, sağır, sosyal girişimcilik, teknoloji ile sosyal sorumluluk, genç girişimci başarı hikayesi, Türk girişimcisi, mekatronik, mühendislik, 3D yazıcı teknolojisi, Adana başarı hikayesi, dünya markası oluşturmak, girişimci motivasyon, inovatif teknoloji projeleri, sosyal fayda odaklı girişim, sağır bireylerin hayatını kolaylaştırmak, girişimcilik ilham kaynağı,