Bülent Kavaklı, adıyla değil, unvanıyla değil; hayaliyle anılmak isteyenlerden. CV’sine onlarca sıfat sığdırabilecek kapasitede olmasına rağmen, inadına “Hayalperest” demiş kendine. Bu, bir kaçış değil; bir meydan okuma. Çünkü biliyor ki bu topraklarda hayal kuran önce romantik, sonra deli, sonra yalnız ilan edilir.
Ama o yılmamış. Çünkü hayal etmek, onun için sadece bir zihin faaliyeti değil; bir yaşam biçimi. BK, “düşünmek yetmez, üretmek zorundasın” diyenlerden. Fikrini kodlayan, hayalini ürüne dönüştüren, vizyonunu ekiplerle paylaşan bir girişimci. Fakat her şeyden önce; dünyaya biraz daha iyi bakmayı öneren bir insan.
TÜMMİAD: Hayali Olanların Sığınağı
TÜMMİAD – Tüm Mucitler İcat İnovasyon ve Araştırma Derneği… İlk okuduğunda akademik, ciddi bir yapı gibi duruyor. Ama işin özü çok daha derin: Bir çatı. Bir şemsiye. Bir sahne. Çünkü bu dernek, sadece kâr amacı gütmeyen bir yapı değil; karşılıksız inananların buluşma noktası.
Kavaklı’nın burada yapmak istediği şey net: Hayali olan ama yolu olmayan gençlere, mentorlukla, projeyle, ilhamla dokunmak. Bu yüzden TÜMMİAD çatısı altında sadece kağıt üzerinde projeler değil, gerçek etkiler yaratıldı. “1fikir1belediye” ile yerelden başlayıp merkeze dokunan fikirler üretildi. “1milyon hayal” ile unutulmuş umutlar yeniden canlandırıldı. “Saçmalathon” ile saçma görünen fikirlerin, aslında geleceğin tohumu olabileceği anlatıldı.
Kısaca: TÜMMİAD, Türkiye’de fikirle hayat arasında kurulan en sağlam köprülerden biri haline geldi. Çünkü başında bir hayalperest vardı.
“Ne Yapmıyor ki?” Demeyin: BK’nin Girişim Haritası
Bülent Kavaklı, sadece fikir insanı değil. Aynı zamanda sahada olan, terleyen, gece gündüz demeden üretmeye çalışan biri. 25 yılı aşkın iş tecrübesiyle onlarca sektörde yer almış, her birine bir fikir, bir değer, bir farklılık katmış. Şirket kurmuş, danışmanlık vermiş, yatırım yapmış. Ama asla şunu unutmamış: Her işin merkezinde insan vardır.
Blockchain teknolojileri, NFT projeleri, metaverse girişimleri… Bunlar onun için sadece teknoloji değil; yeni bir düşünce biçimi.
App ve Dapp geliştirmeleriyle girişimcilerin hayallerini uygulamaya döken biri o.
Web tasarımdan oyunlaştırmaya kadar geniş bir yelpazede üretim yapan biri.
Kamu kurumlarına strateji danışmanlığı verirken aynı zamanda şiir yazan, konferansta yapay zekâyı anlatırken akşam çayın yalnız içilmemesinden bahseden biri…
Yani kısaca: BK, hem teknolojiyi hem insanı anlayan nadir adamlardan.
BK:Sistemle Kavgası Olan, Hayalle Başı Dertte Bir Girişimci
BK, yani Bülent Kavaklı, klasik kariyer çizgilerini elinin tersiyle itmiş biri. Herkesin “doğru yol” diye ezberlediği patikaların kenarına notlar düşmüş: “Burada bir fikir vardı.” Sistem bir CV’ye sığan başarıyı kutsarken, o hayale sadakati seçmiş. Yirmi beş yıllık kurumsal deneyimi, onun için bir madalya değil; gençlerin eline tutuşturduğu bir harita. Yani “Ben yürüdüm, şimdi sıra sende” diyen türden. Ve evet, hâlâ hayal kurduğu için zaman zaman sistemin mırıldanmasına maruz kalanlardan. Çünkü bu coğrafyada hayal kuranla dalga geçmek, milli spor sayılıyor.
Ama onun için hayal, naif bir lüks değil; varoluşun sebebi. Girişimcilik, inovasyon, NFT, metaverse, oyunlaştırma, blockchain… Bunlar sadece alan isimleri değil; hepsi hayalin ete kemiğe bürünmüş halleri. Herkesin “bu iş tutmaz” dediği yerde, BK bir masa kuruyor, etrafına fikirleri topluyor. Sonra o fikirleri ürüne, sisteme, topluluğa çeviriyor. Hayal kurmak onun için duvara yazı yazmak değil, duvarı inşa etmek. Çünkü biliyor ki; sisteme kızıp sisteme benzemenin kimseye faydası yok. O yüzden BK, alternatif sistemler inşa ediyor, gençlerle birlikte.
Ve belki de bu yüzden adı girişimci, ama ruhu devrimci. Bir yandan kamu kurumlarına danışmanlık verirken, diğer yandan sahnede şiir okuyor. Hem kod yazıyor, hem çay demliyor. İnovatif düşünceyle nostaljiyi aynı cümlede kurabiliyor. Zaten mesele de bu: Onun kavgası sistemle değil, sistemin ruhsuz haliyle. Ve bu kavga, sadece ona değil; umutlarını yitirmiş binlerce hayalciye de güç veriyor. Çünkü BK, sadece bir girişim hikâyesi değil. Aynı zamanda “hayal edersen yalnız değilsin” diyen bir işaret fişeği.
Şiirden Blokzincire: Kavaklı’nın Çok Katmanlı Zihni
Kim demiş girişimciler romantik olamaz diye? Bülent Kavaklı, bu yargıyı yıkmakla kalmamış, yerine şiirle örülü bir dünya kurmuş. 200’den fazla şiir yazmış bir adamdan bahsediyoruz. O şiirler bazen metaverse’e aşık bir avatarın iç sesi, bazen kendiyle konuşan bir adamın aynaya dert yanışı…
“Yalnız içilmez çay” diyor bir dizesinde. Çünkü onun dünyasında her nesnenin, her duygunun, her teknolojinin bir hikâyesi, bir yalnızlığı var.
“Zeka ve akıl arasındaki fark gibi değil mi, hayal ve rüya arasındaki fark” diyor başka bir şiirinde. Çünkü o farkları görmekle yetinmiyor, onları yaşıyor.
Yani Kavaklı’nın iç dünyası da dışarıdaki kadar zengin. İş planlarında sayılarla uğraşırken bile, satır aralarında hep bir şiir saklı.
Nereden Geldi, Nereye Gidiyor?
1979 yılında İstanbul’da doğmuş. Eskişehirli bir ailenin çocuğu. Erken yaşta babasını kaybetmiş, hayatla mücadeleyi erken öğrenmiş. Gençlik yıllarında futbol oynamış, sahada da mücadele etmiş. Okurken çalışmış, çalışırken öğrenmiş. Uluslararası şirketlerde yöneticilik yapmış ama hep hayalini kurduğu girişimcilik için fırsat kollamış.
İlk dijital ajansını 2005’te kurmuş. 2009’da ikinci şirketini. 2010’da Azerbaycan’da girişimini hayata geçirip ödül almış. Bugün geldiği noktada sadece şirket sahibi değil; bir ekosistem inşa eden bir yapı taşı. Girişimci, yatırımcı, eğitmen, mentör, vizyoner.
Ama en çok da: Hayalperest.
“İyi Bir Hayal Kurmak, İyi Bir Geleceğin İlk Satırıdır.”
Bülent Kavaklı’nın hikâyesi, aslında bir meydan okuma. “Bu ülkede fikir olmaz” diyenlere, “Gençler tembel” diyenlere, “Hayalperestlik karın doyurmaz” diyenlere karşı yazılmış bir cevap.
Bugün Türkiye’de onlarca genç onun sayesinde bir yol bulduysa, yüzlerce kişi onun projelerinde ilham aldıysa, sebebi çok net:
Çünkü o sadece hayal kurmadı.
Hayaline emek verdi.
Şimdi sıra sizde. Belki de bir sonraki “Saçmalathon” sizin içindir.
Bu yazıyı da Mucittin yazdı. Mucittin mi kim?
Yakında…
