Hayat her zaman düz yolda ilerlemez; bazen eğimli bir parkur, bazen sarı bir yokuştur. Tolgahan Davut Yıldırım da bu sarı yolda yürümeyi seçenlerden biri oldu. Artvin Borçka’da doğdu, Trabzonlu kimliğiyle büyüdü ama İstanbul sokaklarında şekillendi. Özellikle Karadeniz insanının enerjisiyle hayatının her alanında bir “hareket hâli” yarattı. Bir yandan eğlenceli ve kıpır kıpır kişiliğiyle çevresine neşe yaydı, diğer yandan hedefleri için disiplinle ilerledi.
İlk bakışta maceracı gibi görünse de aslında tutkularına sadık, hedeflerine aşık bir girişimci. Ayrıca sarı lakabının ardında gizli bir sıcaklık ve özgüven taşıyor. Tolgahan’ın hikayesi, “yerimde duramam” diyenlerin nasıl ayakta kaldığını gösteriyor. Bu yazıda onun hayatına, hayallerine ve hayata meydan okuyan projelerine birlikte dalacağız.
sarı lakap, Tolgahan Davut Yıldırım, Karadeniz kültürü, girişimcilik hikayesi, İstanbul’da büyümek
Okulları Değil, Yolları Değiştirdim: Eğitimin Peşinde Bir Serüven
Tolgahan Davut Yıldırım, klasik eğitim rotasına sığmayanlardan biri. Özellikle lise yıllarında sık sık okul değiştirerek farklı şehirlerde, farklı kültürlerde eğitim aldı. Bir yandan Trabzon’a gidip geldi, diğer yandan İstanbul’un kalabalığında yönünü bulmaya çalıştı. Üniversite için Edirne’yi seçti çünkü orada bir şey üretmenin yolunu daha net görüyordu. Ayrıca Trakya Üniversitesi’nde aldığı dersler, ticarete olan ilgisini daha da pekiştirdi.
Matematik en sevdiği ders oldu çünkü hesap-kitap işleri hep ilgisini çekti. Dolayısıyla küçüklüğünden beri kurduğu “ticaret yapma” hayali, derslerin içinde filizlendi. Haylaz olduğunu kabul ediyor ama bunun ardında hep bir fikir kıpırtısı vardı. Onun için öğrenmek, sadece oturup dinlemek değil; kalkıp uygulamak anlamına geliyordu.
Trakya Üniversitesi, eğitimde şehir değişimi, matematik tutkusu, ticarete yöneliş, lise anıları
BKLMOON’dan Altın Madalyaya: Projelerle Büyüyen Bir Girişimci
Tolgahan’ın ilk profesyonel adımı, ismini kendi koyduğu BKLMOON projesiyle geldi. Bu proje, renk değiştiren ayakkabılar üretiyordu ve o yıllarda Türkiye’de bir ilkti. Özellikle bu fikirle çok ciddi bir şeyin parçası olabileceğini anladı. O dönemde maddi desteği olmadan yola çıkması ona işin zorluklarını erken öğretti. Ayrıca yıllar sonra Amerika’da benzer bir ürünün terlik versiyonunun yatırım alması onu biraz hüzünlendirdi ama asla pes ettirmedi.
Geçmişi fırsata çevirmeyi bilen biri olarak bu tecrübeden büyük dersler çıkardı. Daha yakın zamanda, 33 ülke arasından finale kalan projesiyle altın madalya kazandı. Dolayısıyla sadece fikir değil, azim ve süreklilik onu başarıya taşıdı. Türk bayrağını 981 proje arasında dalgalandırırken sadece bir ödül değil, bir vizyon kazandı.
BKLMOON, altın madalya, proje geliştirme, global girişimcilik, fikir üretme
Garsonluktan Gladyatör Ruhuna: Çocuklukta Başlayan Ticareti
Tolgahan Davut Yıldırım, hayatın ilk dersini okulda değil, pazarda aldı. Özellikle ortaokul yıllarında halasının butiğindeki ürünleri satmak için pazarlara gitmesi ona satışın doğasını öğretti. Bununla birlikte insanlara bir şey anlatmak, onları ikna etmek onun için bir oyun değil, tutkuydu. Bir yandan ürün yerleştirirken diğer yandan insan ilişkilerini yönetmeyi öğrendi. Ayrıca garsonluk yaptığı dönemlerde iş disiplini kavramı kafasında netleşti.
Her ne kadar küçük yaşta başlayan bu tempo yorucu olsa da, ona karakter kattı. Çünkü Tolgahan, para kazanmanın sadece emek değil, özgüven ve iletişim işi olduğunu erken fark etti. Dolayısıyla pazarda attığı adımlar, yıllar sonra sahneye dönüşen girişimcilik yolunun taşlarını döşedi. Satış onun için sadece bir işlem değil, bir karakter testiydi.
çocuk girişimciliği, pazarcılık tecrübesi, insan ilişkileri, satış yeteneği, ticari bilinç
Liderlik Kendi Gölgesinden Başlar: Tolgahan’ın Takım Ruhu
Liderlik kelimesini havalı bir pozisyon olarak değil, gelişen bir sorumluluk alanı olarak görüyor. Özellikle “asıl lider, lider yetiştiren kişidir” sözü Tolgahan’ın iş yapış şeklini özetliyor. Bu nedenle sadece kendini değil, etrafındaki herkesi büyütmeye çalışıyor. Bir yandan takım arkadaşlarını motive ederken, diğer yandan onlardan da bir şeyler öğrenmeye devam ediyor. Ayrıca pes etmeyen tavrı, ekip arkadaşlarını da harekete geçiriyor.
Disiplinli bir yapısı var ama hayal kurmaktan da asla vazgeçmiyor. Çünkü onun için başarı, sadece sonuca ulaşmak değil, süreç boyunca öğrenmek demek. Dolayısıyla takım içinde sadece lider değil, yeri geldiğinde destekçi ya da dinleyen biri olmayı da biliyor. Liderlik onun için emir vermek değil, birlikte yürümek anlamına geliyor.
liderlik anlayışı, takım çalışması, disiplinli yönetim, hayal gücü, girişimci duruşu
Adana’nın Tadı, Hatay’ın Yarası: Bir Ziyaretin Hikâyesi
Tolgahan Davut Yıldırım için Adana, sadece bir şehir değil, tat hafızasında özel bir yer. Özellikle deprem sonrası Hatay’dan ayrılmak zorunda kaldığında Adana’ya sığınması, onun zihninde kalıcı izler bıraktı. Bir yandan yaşadığı zorlukların etkisini hissederken, diğer yandan Adana halkının sıcaklığıyla kendini evinde hissetti. Ayrıca Adana’nın meşhur yemekleriyle tanıştığında, hafızasında buruk ama leziz bir yer edindi.
Her ne kadar o günler zor geçmiş olsa da, o şehirde yaşadığı misafirperverlik unutulmazdı. Bu nedenle Adana’ya tekrar gitme hayalini kuruyor ve bu kez sadece yemek için gideceğini gülerek anlatıyor. Dolayısıyla Adana onun için bir felaket anısının fonu değil, yeniden ayağa kalkışın kokusudur. Çünkü bazı şehirler insanın ruhuna dokunur, bazı yemeklerse hafızasına yerleşir.
Adana anısı, deprem sonrası deneyim, yemek kültürü, şehir hafızası, misafirperverlik
Ticaret Zekâsı Matematikle Buluşunca: Sınıftan Pazara Giden Yol
Tolgahan çocukken rakamlarla oynarken, gelecekte parayla dans edeceğini bilmiyordu. Özellikle matematik derslerinde gösterdiği başarı, onun hesap-kitap işlerine doğal bir yatkınlığı olduğunu ortaya koydu. Bir yandan formülleri çözerken, diğer yandan kafasında ticari planlar kurdu. Ayrıca bu yeteneğini okul dışındaki girişimlerinde kullanarak dönüştürdü. Genç yaşta ticarete olan ilgisi, soyut düşünceyle birleşince ortaya yaratıcı projeler çıktı.
Bu nedenle girişimcilik dersleri onun için akademik değil, kişisel bir ilgi alanıydı. Dolayısıyla okulun “girişim” kelimesine gösterdiği yüzeysel ilginin çok ötesinde bir tutku geliştirdi. Sadece ders geçmek için değil, hayal kurmak için öğrendi. Çünkü onun defteri sadece not almak için değil, proje yazmak için doldu.
matematik sevgisi, ticaret zekâsı, girişimcilik dersi, okulda hayal kurmak, hesap becerisi
Tümmiad ile Yalnız Olmadığını Anladı
Tolgahan Davut Yıldırım, uzun süre kendi çabasıyla yol almaya çalıştı ve çoğu zaman yalnız hissetti. Özellikle girişimcilik yolunda ilerlerken destek sistemlerinin eksikliğini fazlasıyla yaşadı. Bir yandan projelerini büyütmeye çalıştı, diğer yandan kimsenin onu anlamadığını düşündü. Ayrıca iş dünyasının acımasızlığıyla genç yaşta tanıştı. Ancak yolunu Tümmiad ile kesiştirdiğinde bu yalnızlık yerini güçlü bir ağa bıraktı.
Tümmiad ona sadece bir dernek değil, aynı zamanda bir topluluk hissi kazandırdı. Dolayısıyla artık fikirlerini paylaşabileceği, destek görebileceği ve yalnız hissetmeyeceği bir alanı vardı. Bu sayede projelerine daha büyük cesaretle sarıldı. Çünkü insan yalnızken yürür, destek gördüğünde koşar.
tümmiad, girişimci desteği, aidiyet hissi, gençlere destek, networking
Hayal Kuran Çocuklardan, Gerçek Değişim Doğar
Tolgahan için hayal kurmak, nefes almak kadar doğal ve yaşamsaldır. Özellikle çocukların ve gençlerin hayallerine değer verilmesi gerektiğine inancını her fırsatta dile getirir. Bir yandan kendi içindeki o çocukla bağını koparmaz, diğer yandan çevresindeki gençleri motive etmeye çalışır. Ayrıca ona göre her başarı, bir zamanlar “olmaz” denilen hayallerden doğar. Gençlerin fikirlerini küçümseyen sistemlere karşı sesini yükseltmekten çekinmez.
Hayalperest olmanın bir eksiklik değil, geleceği inşa eden bir özellik olduğunu savunur. Dolayısıyla topluma katkı sunmak isteyen herkesi önce hayal kurmaya, sonra üretmeye davet eder. Çünkü o bilir: teknoloji değil, inanç ilerletir; sistem değil, vizyon dönüştürür.
gençlerin desteklenmesi, hayal kurmanın gücü, vizyoner gençlik, motivasyon, değişim kültürü
Gladyatör Ruhu: Boyun Eğmeyen Bir Karakter
Tolgahan Davut Yıldırım için hayat, bir arenadır ve herkes kendi savaşını verir. Özellikle zorluklarla dolu geçen yıllar, onun karakterini gladyatör gibi şekillendirdi. Bir yandan duygusal olarak yıprandı, diğer yandan ruhunu sağlamlaştırdı. Ayrıca her engeli aşılabilir bir merdiven gibi gördü, pes etmek yerine tırmanmayı seçti. Onun için başarının karşısında duran şey sadece zaman değil, çoğu zaman insanın kendi içindeki korkudur.
Bu nedenle “boyun eğmemek” sadece bir duruş değil, bir yaşam biçimidir. Dolayısıyla Tolgahan ne zorluklardan kaçtı ne de bahanelere sığındı. Üstelik her başarısızlık deneyimi ona yeni bir yön, yeni bir taktik kazandırdı. Çünkü gladyatörlük sadece savaşmak değil, akıllıca direnmek demektir.
karakter gücü, direnç, boyun eğmemek, kişisel mücadele, gladyatör ruhu
33 Ülke, 981 Proje, Tek Bir Bayrak
Tolgahan’ın başarı hikâyesi sadece Türkiye sınırlarında yazılmadı. Özellikle 33 ülkenin katıldığı büyük bir yarışmada finale kalmak onun için dönüm noktası oldu. Bir yandan kendi geliştirdiği projeyi sergilerken, diğer yandan Türk bayrağını taşımaktan gurur duydu. Ayrıca kazandığı altın madalya, yıllardır biriktirdiği emeklerin sembolü hâline geldi. O gün yaşadığı duygular tarif edilemezdi çünkü sahne sadece onun değil, ülkesinindi.
Her ne kadar rekabet yüksek olsa da Tolgahan, özgün fikriyle öne çıkmayı başardı. Dolayısıyla bu başarı, sadece bireysel değil; toplumsal bir onurun temsiliydi. O an, bir hayalperestin dünyaya meydan okuduğu andı. Çünkü 981 projenin içinde yer almak değil, onları geride bırakmak hedefiydi.
uluslararası başarı, altın madalya, Türk bayrağı, proje üretimi, global sahne
Trabzonlu Olmak: Gerginlikten Doğan Tutku
Tolgahan Davut Yıldırım, Trabzonlu olmanın ne demek olduğunu hayatının her alanında taşıyor. Özellikle Karadeniz insanının o meşhur “parlamaya meyilli” yapısını yakından tanıyor. Bir yandan ailesinden, bir yandan çevresinden bu yapının etkilerini çocuk yaşta hissetti. Ayrıca yıllar içinde bu gerginliğin altında büyük bir tutku ve enerjinin yattığını fark etti. Her ne kadar zaman zaman duygular yoğun yaşansa da, bu yoğunluk ona dürüstlüğü ve sadeliği öğretti.
Bu nedenle kendi karakterinde biraz daha esnek, daha dengeli bir duruş oluşturdu. Dolayısıyla Trabzon ona sadece bir memleket değil, bir kişilik formu verdi. Her yükselen sesin arkasında bir sevgi, her tepkinin ardında bir sahiplenme olduğunu öğrendi. Çünkü Karadeniz’in dalgası gibi; coşkulu ama her zaman yerini bulan bir yön taşıyor.
Trabzon kültürü, kişilik yapısı, gerginlik ve tutku, aileden gelen etkiler, kültürel miras
Sarı Lakap, Sıcak Karakter: Kendine Has Bir Marka
Tolgahan kendini anlatırken “Sarı” diyor, bu basit bir lakap değil; bir duruş. Özellikle bu lakapla özdeşleşmiş bir enerji yayıyor çevresine. Bir yandan insanlara yaklaşımı, diğer yandan fikir üretme biçimi sıcak ve samimi. Ayrıca sarı renk, onun içinde taşıdığı neşeyi, parlamaya hazır potansiyeli temsil ediyor. Lakabı sadece bir isim değil, onun girişimci kişiliğinin sahaya yansıması.
Her ne kadar ciddiyeti elden bırakmasa da, gülümsemesiyle zorlukları yumuşatmayı biliyor. Dolayısıyla “Sarı” olmak, onun için hem bir marka hem de bir kimlik haline gelmiş durumda. Üstelik insanlar onu bu lakapla daha yakın, daha gerçek buluyor. Çünkü özgün olmak, görünenden çok hissettirdiğinle ilgilidir.
sarı lakap, kişisel marka, karakter sıcaklığı, samimi iletişim, özgünlük
Zabıtalar ve Başlangıçlar: Girişimciliğe İlk Adım
Tolgahan Davut Yıldırım için girişimcilik bir iş planıyla değil, bir tebessümle başladı. Özellikle pazarda halasının butiğinden kıyafet satarken yaşadığı “zabıta kovalamacaları”, onun ticaretle ilk temasını oluşturdu. Bir yandan eğlenerek çalıştı, diğer yandan para kazanmanın özgürlüğünü keşfetti. Ayrıca bu süreçte, insanlarla iletişim kurmanın gücünü ve ikna etmenin önemini öğrendi. İlk kazancının verdiği heyecan, onun ileride kendi işini kuracağına dair sessiz bir söz gibiydi.
Her ne kadar sistematik bir plan yapmamış olsa da, ruhundaki girişim tohumu çoktan filizlenmişti. Dolayısıyla o anlar, onun için bir oyun değil; geleceğin provasıydı. Başlangıçta kimse onun bu kadar ciddi düşüneceğini tahmin etmedi ama o her adımını farkındalıkla attı. Çünkü bazen büyük girişimler, küçük tezgâhların arkasında doğar.
ilk girişim deneyimi, çocuk yaşta ticaret, pazarlama refleksi, deneyimle öğrenme, zabıta kovalamacası
Adana Girişimcilik Ekosistemi: Göncü Musa Zeytun‘un İzinde
Tolgahan’ın dikkatle izlediği girişimcilik figürlerinden biri de Göncü Musa Zeytun. Özellikle Adana’da gelişen girişimcilik ekosistemi, onun gözünde örnek alınacak bir ivmeye sahip. Bir yandan gençleri destekleyen projeler hayata geçiyor, diğer yandan somut başarı hikayeleri ortaya çıkıyor. Ayrıca adana girişimcilik ekosistemi üzerine yapılan çalışmalar, ülke çapında ilgi uyandırıyor.
Tolgahan bu gelişmeleri uzaktan izlemiyor, aksine ilgiyle takip ediyor ve katkı sunmak istiyor. Dolayısıyla Adana onun gözünde sadece bir şehir değil, bir fikir üretim merkezi hâline gelmiş durumda. girişimcilik derneği olan tümmiad’ın aktifliği de bu gelişimi güçlendiriyor. Çünkü girişimcilik, yalnızca bireysel başarı değil; birlikte büyümenin adıdır.
Göncü Musa Zeytun, Adana girişimcilik ekosistemi, TÜMMİAD, genç girişimciler, bölgesel kalkınma
1Fikir1Türkiye ve 1Idea1World: Fikrin Pasaportu Vardır
Tolgahan Davut Yıldırım, bir fikrin sadece sınırlar içinde sıkışamayacağını çok iyi biliyor. Özellikle 1Fikir1Türkiyeprojesiyle tanıştığında, kendi düşüncelerine yer açan bir platformla karşılaştı. Bir yandan ulusal düzeyde gençleri destekleyen bu yapıya hayranlık duydu, diğer yandan kendi fikirlerinin evrensel potansiyelini fark etti. Ayrıca 1Idea1World ile 54 ülkeyle aynı masaya oturma ihtimali onu daha da heyecanlandırdı.
Her ne kadar bu süreçler zorlu olsa da, onun vizyonu bu gibi projelerle daha da netleşti. Dolayısıyla artık sadece Türkiye için değil, dünya için üretmeye karar verdi. Üstelik bu deneyimler ona sadece başarı değil, uluslararası bakış açısı da kazandırdı. Çünkü iyi fikirler sadece akıllı değil, cesur olanlarındır.Göncü Musa Zeytun, goncumusazeytun, bygoncu, 1Fikir1Akdeniz, 1Fikir1Türkiye, tümmiad, plushaberler, plushaberler.com, adana metal, adana girişimcilik ekosistemi, girişimcilik derneği, Tezcan Elci Altunordu, adanalı girişimci, gemidekiler
Pes Etme Dedi, Etmedi: Hayatın Tüm Dönemlerinde Direniş
Tolgahan’ın hayatı, “bir yerde pes etseydi bambaşka olurdu” cümlesinin kanıtı gibidir. Özellikle pandemi sonrası yaşadığı ticari çöküş, onun için büyük bir sınav oldu. Bir yandan işini kaybetti, diğer yandan umutlarını. Ancak bu dönem ona vazgeçmenin ne demek olduğunu değil, yeniden başlamak için nelerin gerektiğini öğretti. Ayrıca çevresindeki insanların “boşver” tavırlarına karşı o “devam et” dedi.
Her ne kadar bazı şeyler planlandığı gibi gitmese de, içindeki inanç onu hep ileri taşıdı. Dolayısıyla başarısızlık kelimesine hayatında yer vermedi; sadece deneyim dedi, ders aldı. Bugün geldiği nokta, o gün vazgeçmediği için var. Çünkü bazen kazanmak, sadece devam edenin hakkıdır.
pandemi sonrası toparlanma, kişisel direniş, başarısızlık algısı, devam etme motivasyonu, yeniden başlama cesareti
Network Gücü ve Panda Sevgisi: Tolgahan’ın Ruhu Nasıl Besleniyor?
Tolgahan Davut Yıldırım için başarı sadece iş bitirmekle değil, ruhu beslemekle tamamlanır. Özellikle sağlam bir network kurmanın önemini çok erken yaşta kavradı. Bir yandan yeni insanlarla tanışarak farklı bakış açıları geliştirdi, diğer yandan kurduğu her ilişkiyle kendini daha fazla tanıdı. Ayrıca yürüyüş ve spor gibi aktivitelerle hem bedenini hem zihnini dinç tutmayı başardı.
Her ne kadar bazı alışkanlıkları sıradan görünse de, içinde kendine has detaylar barındırır. Örneğin panda sevgisi… Nedenini o da bilmiyor ama sevmekten vazgeçemiyor. Dolayısıyla bu tür küçük tutkular onun iç dünyasını yumuşatıyor. Çünkü bazen insanı başarıya ulaştıran şey büyük sistemler değil; küçük mutluluklar olur.
network, içsel denge, spor ve yürüyüş, panda sevgisi, kişisel motivasyon
Finalde BK’dan Not: Sarı Adamdan Koca Bir Hikâye
Hayat bazen senaryo değil; doğaçlama…
Ama iyi oyuncular doğaçlamayı da ustalıkla oynar.
Tolgahan Davut Yıldırım da sahneye plansız çıkanlardan.
Ama bir fikri varsa, o fikrin kostümünü giyer, rolünü yazar, sahnesini kurar.
“Sarı” diyorlar ona.
Belki güneş gibi olduğu için,
Belki sabah gibi erken düşünüp, gece gibi derin hissettiği için.
Ama bizce bu rengin karşılığı: azim, hayal ve biraz inat.
Zabıtayla başlayan, pazarda yeşeren, altın madalya ile taçlanan bir yolculuk bu.
Ve en güzeli: Hâlâ devam ediyor.
Çünkü Tolgahan için başarı, bir ödül değil; bir alışkanlık.
Şimdi sen bu satırları okuyan kişi…
Sen neyi erteliyorsun?
Hangi fikri “daha zamanı var” diye rafa kaldırdın?
Kim bilir… Belki bir panda kadar naif bir fikrin bile, bir gün altın madalyaya dönüşür.
Unutma,
Hayat sana “olmaz” dedikçe,
Bir Sarı gibi gülümse, yine de dene.
–By BesAi