“Erken başlamanın verdiği ağırlık, helalinden kazanmanın iç sesi ve disiplinin o susmayan alarmı…” Bazı insanlar daha yaşı sorulmadan yaşanmışlığını gösterir. Girişimci Mustafa Memişoğlu da onlardan biri.
Kodla tanışması çocukluk yıllarına dayanıyor. Abisinin yazılım şirketi onun için oyun alanı gibi olmuş. Bu durum, erken yaşta sorumluluk almasına ve iş dünyasına farklı bir pencereden bakmasına sebep olmuş. Çoğu insan kod yazmayı öğrenirken o, aynı zamanda ekip yönetimini, fikir geliştirmeyi ve strateji kurmayı öğrenmiş.
Ailesi ona sadece meslek kazandırmamış, ahlak da bırakmış. “Helalinden kazan” sözü, kulağında çınlayan bir nasihat değil; bugün verdiği tüm kararlarda aktif bir pusula. Bu yüzden iş yaparken kendini kontrol eden dış mekanizmalar değil, içten gelen bir dürüstlük duygusu olmuş.
genç girişimci, yazılım dünyası, etik değerler, erken sorumluluk, helal kazanç
Disiplinin Ötesinde Karakter
Girişimci Mustafa Memişoğlu ‘nun çalışkanlığı çok konuşulabilir. Fakat asıl mesele, bu çalışkanlığı neye borçlu olduğu. Onun disiplini takvimli motivasyon kitaplarından değil, kendi iç dengelerinden besleniyor. Başkalarına gösteriş değil, kendine saygı için çalışıyor.
Ciddi ve odaklı biri. Ancak bu, onu mesafeli yapmıyor. Samimiyet onun iş ilişkilerinde de sosyal çevresinde de temel bir yapı taşı. Güleryüzlü olmanın zayıflık değil, güç olduğunu bilen biri. Cümleleri net, ilişkileri saydam. Yapaylığa tahammülü yok.
Disiplinli olduğu kadar sıcak kanlı. O yüzden onunla çalışan biri, hem işini tamamlamış hem de insani bir iletişim kurmuş hissiyle ayrılır. Bu ikili denge, onun en büyük avantajlarından biri.
disiplinli çalışma, samimiyet, iletişim, karakter, güven, yol arkadaşlığı, iş ahlakı, ekip çalışması, 1fikir1türkiye
Genç Girişimci Mustafa Memişoğlu “-Güvenilmeden Yola Çıkılmaz!”
Mustafa için bir yolculuğun ilk bileti güvendir. Eğer güven yoksa, en parlak fikir bile onun için çöp olur. İnsan ilişkilerini buna göre kurar. Kimseye sınırsız kredi açmaz ama inandığı kişiye de tam destek verir.
Onunla yürüyebilmek için önce karakter testi geçmek gerekir. Tutarsızlık, lafa dayalı işler, kibir… bunlar onun radarında hemen yakalanır. Zaten öyle bir ortamı da uzun süre sürdürmez. Bu yüzden yanındaki insanlar az ama öz olur.
İş yaparken sadece performansa değil, duruşa da bakar. Çünkü bilir ki bir proje iyi gitmeyebilir ama karakter yerindeyse toparlanır. Ama kişilikte eksik varsa, en iyi fikir bile en fazla bir sunum dosyasında kalır.
Kırılma Noktası: O Sınav Geceleri
Hayatta bazı dönemler insanın aynasına dönüşür. Mustafa için bu, üniversite sınavına hazırlandığı dönem olmuş. Çok az zamanı vardı, çok fazla hedefi. Herkes uyurken, o çalışıyordu. Ve bir gün, günlük ortalama 13 saat çalıştığını fark etti.
Bu farkındalık onun bakışını değiştirdi. Sadece sınava değil, kendine olan inancı büyüdü. “Demek ki ben yapabiliyorum” demek, bir başarı değil; bir kimlik tanımıydı. Çünkü o günden sonra attığı her adımın içinde, o özgüven de yürümeye başladı.
O günleri nostaljiyle değil, temel taş gibi hatırlıyor. Çünkü orada sadece kazanmayı değil, istikrarı, azmi ve duygusal dayanıklılığı öğrendi.
Girişimciliğin Adı: Inovisium
Mustafa girişimcilik kavramını çok erken tanıdı. Ama o tanım yıllar içinde evrildi. Çocuk yaşta fikir geliştirmeye başladığında girişimciliği fikir üretmek zannetti. Gerçek girişimciliği ise Inovisium’la birlikte öğrendi.
AR ve VR teknolojileri üzerine kurduğu bu start-up, onun için sadece bir iş değildi. 15 kişilik bir ekibin başında olmak, onu bambaşka bir liderliğe itti. Artık sadece yazılım değil, insan okuyordu. Proje değil, strateji inşa ediyordu. Girişimcilik onun için bir fikir değil, bir yapı kurma meselesine dönüştü.
Zor ama öğretici bir süreçti. İşin sadece teknik tarafını değil, insan tarafını da taşıdı. O dönemden sonra bir girişime bakışı tamamen değişti. Artık sadece ne yaptığına değil, kiminle yaptığına da bakıyor.
girişimcilik, startup, AR VR, liderlik, inovasyon, sınav süreci, öz disiplin, özgüven, dönüşüm anı, kararlılık
Başarısızlıkla Barışık
Mustafa başarısızlık kelimesine romantik anlamlar yüklemiyor. Ama ondan da kaçmıyor. Ona göre başarısızlık; öğrenme sürecinin sesi, geribildirimin şekli. Kürek çektiğin sürece boşa gitmezsin. En azından kol kasların gelişir, der.
Bazen hata yapar, bazen yavaşlar. Ama hiç durmaz. Dışarıdan “neden hâlâ uğraşıyor?” diyenler olabilir ama içten içe o çok iyi bilir: Çünkü hâlâ yapılacak şeyler var. Ve o da hâlâ buradaysa, bu bile başlı başına bir başarıdır.
Destek görmediği zamanlar az olmuş. Ama onun için en değerli destek yine kendi içinden gelen olmuş. Kendi potansiyeline duyduğu inanç, en kötü günde bile ayağa kalkmasını sağlamış.
başarısızlık, öğrenme, dayanıklılık, iç motivasyon, azim
Gençler İçin Bir Yol, Bir Kütüphane
Mustafa’nın en büyük hayallerinden biri, kitaba erişimi olmayan çocuklara kütüphane kurmak. Çünkü o, bir çocuğun hayatına giren bilginin, bir toplumun kaderini değiştirebileceğine inanıyor.
Bu hedef, sadece romantik bir niyet değil. Adım adım planladığı, üzerine düşündüğü bir süreç. Gençlere dokunmak, bir konuşma değil, bir altyapı kurmaktır. Sürdürülebilir etki peşinde koşmak bu.
Bir gün biri çıkıp “Ben bu yola onun sayesinde çıktım” dese, Mustafa için o cümle tüm kariyer başarılarından daha anlamlı olur. Çünkü onun derdi iz bırakmak. İmza değil, ilham bırakmak.
gençlik, kütüphane projesi, sosyal etki, toplumsal katkı, ilham
TÜMMİAD: Vizyonla Kesişen Bir Çatı
TÜMMİAD’ı henüz aktif olarak içinde deneyimlememiş. Ama dışarıdan gözlemleyen biri olarak çok net görüyor: Bu yapı, vizyon sahibi gençlerin yükseleceği yerlerden biri.
İnovasyon, girişimcilik, proje geliştirme… Mustafa’nın değer verdiği birçok başlık, TÜMMİAD’ın da merkezinde yer alıyor. Bu yüzden “ileride bu yapının içinde aktif olacağım” diyebilecek kadar içselleştirmiş durumda. Onun için bu sadece bir kurumsal aidiyet değil, düşünce ortaklığı. Fikirleri olan gençlere omuz veren bir çatının varlığını önemsiyor ve destekliyor.
Gelecek ve Geriye Kalanlar
Mustafa için başarı, sadece bireysel kazanç değil. Yakın çevresine fayda sağlayabildiği, birlikte yükselebildiği bir hayat istiyor. O yüzden hedefi büyük ama zemini sağlam kuruyor.
Nöroteknoloji ve uzay teknolojileri, onun ilgi duyduğu iki alan. Çünkü bu teknolojiler sadece geleceği değil, insanların yaşam koşullarını da kökten değiştirme potansiyeline sahip. Onun hayali de bu dönüşümün içinde yer almak.
Ve bir gün geride sadece başarı hikâyeleri değil, ilham bırakan bir isim kalmasını istiyor. Tanımadığı birinin bile cesaret alacağı bir iz bırakmak. Belki bir kitapta, belki bir projede, belki bir öğrencinin ilk adımında…